Arkadaş seçiminin önemi

Arkadaş seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

Çok bilindik bir sözle başlıyorum. Hayatımızdaki 5 kişinin ortalamasının hayatını yaşıyoruz. Buna ne kadar maruz kaldığımızı hissetmiyoruz. Bunun bizi ne kadar etkilediğinin farkında değiliz. Hayatımızdaki insanların değeri tahmin ettiğimizden fazla. Mesela alışveriş yaparken, kıyafet ya da araba diyelim, çok araştırıyoruz, soruyoruz, bakıyoruz ama arkadaş seçerken bu kadar dikkatli davranmıyoruz. Aslında yanlış yapıyoruz. Hızlı kurulan ilişkiler kişiye bazen çok ciddi duygusal zararlar verebiliyor. Mesela sen çok üretken, üretmeyi seven, sürekli koşturan, boş vakti çok olmayan birisin ve arkadaşların memur tarzı maaşını alıp çok üretmeyen ve “sen niye bu kadar çok koşturuyorsun? Bursa kurulu bir düzenimiz var, geldik gidiyoruz işte” gibi tepkiler veren kişiler olursa ister istemez aklına “acaba ben çok mu hızlı gidiyorum? Bu kadar koşturmaya değer mi?” soruları gelir. Ama etrafında çok çalışıp üretmek isteyen, bir şeye kafayı takıp en iyisini yapmak isteyen kişiler olursa eğer, zamanla sen de o yöne eğilimli oluyorsun. Ya da etrafındaki insan karamsar, sürekli ülkeyi vs eleştiriyor “ne olacak bu dünyanın hali?” gibi, araya giriyorum, tabii ki ülke, dünyayı eleştirebilir, hayat anlamı arayışı içinde olabilir. Ancak devamlı olarak bu konulara fikse olmuş bir kişi yani gerçek bir karamsar bir süre sonra seni de karamsar dünyasına alacaktır. İşte hayatındaki insanların seni ne kadar etkilediğini onlar hayatından çıkınca anlıyorsun.

Arkadaşlık türlerine bakacak olursak; ilk olarak, çocukluktan getirdiğimiz hatta bebeklikten, annenin arkadaşının çocuğu, mahalle arkadaşın gibi, hiç ortak noktanız olmasa dahi devam eden, güven temelli olabilen eskiden gelen alışkanlıkla devam eden akraba arkadaş arasında olan ilişkilerimiz. İkinci arkadaş türü yine çocukluktan okuldan ya da iş yerinden edindiğimiz arkadaşlar. Aynı platformda olduğumuz ortak paydamız olan arkadaşlar. Üçüncü arkadaşlar ise bizim seçtiğimiz arkadaşlar. Aynı platformda değiliz, eskiden gelen alışkanlıklarımız yok fakat ortak paydalarımız var. Oyun oynarsın, yürüyüşe çıkar gezersin. Birlikte diyete girebilirsin gibi sıkça görüştüğümüz arkadaşlar. Bazen eşinle bile ortak paydanız olmayan şeyleri yapabileceğiniz kişiler. O ihtiyacınızı kapatacak biri, mesela maç izlemek gibi. Bu arkadaş türlerinden hangisi daha iyi diye bir durum söz konusu değil. Kategorize ediyoruz ama bu insanları kategorize etmek değil, nasıl arkadaş edindiğimizi kategorize ediyoruz.

Arkadaş seçiminde;

Bir insanın diğerine nasıl davrandığı önemli bir gözlemdir. Sana iyi olup diğer arkadaşlarının arkasından kötü konuşan kişi illaki sizin hakkınızda da konuşuyordur şüphesi uyandırır. Çevresindeki insanlara kaba davranan birisi sizin de o davranışı normalleştirmenize ve o şekilde davranmanıza neden olabilir.

Arkadaş seçimi yaparken biraz daha ileri gitmemiz açısından kendimizden biraz daha yukarıdaki insanları seçmeliyiz. Ama bu maddi anlamda ya da yaş anlamında değil sana yeni bir şeyler katacak, ufkunu açacak kişilerden bahsediyorum. Arkadaşlık içerisinde ister istemez çıkar oluyor. Bu bilgi, ticari, eğlence gibi her şey olabilir. Çünkü ortak çıkarlarınız var. Sadece iyi zaman geçirmek de olabilir. İyi bir zaman geçirmek sizi eğer geriye götürüyorsa, işlerinizi sorumluluklarınızı aksatıyorsa bu da değil.

Seçimde enerji uyumu da çok önemlidir. Sizin enerjinizi emen, aşağılara çeken kişilerden uzak durun.

Kişinin geçmişi de önemlidir. Geçmiş geleceğin aynasıdır. Aşağı yukarı aynı olaylara aynı tepkiler vereceği belli olan kişinin olaylara bakış açısı ve yaşadıkları size ters geliyorsa, kabullenilmesi zor şeyler ise yine bu noktada bir düşünün derim.

Kişinin hatalarını görmesi, kabul etmesi, bunu değiştirmek için çabalaması da belli oranda seçiminiz için artı bir puan kazandırabilir.

Her ufak eleştiriden alınan, küsen, şakalarınızı ciddiye alan kişiler de sizi çok yorabilir. Dikkatli olun ve enerjinizi harcamayın. İnsan yaşlandıkça zamanının az kaldığını bildiği için bencilleşiyor ve boş insanların gönlünü almakla zaman harcamak istemiyor. Yanında doğal kendiniz olabildiğiniz en az bir arkadaş edinin.

Hayır diyememe probleminiz var ise arkadaşlarınızın sizi duygusal ya da maddi olarak sömürmediğini bir gözden geçirin derim. Bu sorun için de en kısa zamanda bir psikoloğa gitmeniz hayat kalitenizi oldukça arttıracaktır.

Gerçek arkadaş senin başarılarına sevinen, takdir eden ve seni cesaretlendiren kişidir. Arkadaşlarınızı iyi gözlemleyin. Hayatınız önemli ve zamanınız kısıtlı. Unutmayın kaliteli bir yaşam kaliteli bir çevrede bulunur.  

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK